ERDAL KILIÇ
     Ana Sayfa
     Seni Seviyom
     Takvim
     RAP
     SORULAR
     Resimler
     Şiirler
     Tv
     Videom



Seni Seviyom Her Zaman - Şiirler



Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Göz yaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum ORHAN VELİ KANIK AÇSAM RÜZGARA Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş Mavilerde sefer etmek! Bir sahilden çözülüp gitmek Düşünceler gibi başıboş. Açsam rüzgara yelkenimi; Dolaşsam ben de deniz deniz Ve bir sabah vakti, kimsesiz Bir limanda bulsam kendimi. Bir limanda, büyük ve beyaz... Mercan adalarda bir liman.. Beyaz bulutların ardından Gelse altın ışıklı bir yaz. Doldursa içimi orada Baygın kokusu iğdelerin. Bilmese tadını kederin Bu her alemden uzak ada. Konsa rüya dolu köşkümün Çiçekli dalına serçeler. Renklerle çözülse geceler, Nar bahçelerinde geçse gün. Her gün aheste mavnaların Görsem açıktan geçişini Ve her akşam dizilişini Ufukta mermer adaların. Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş, İller, göller, kıtalar aşmak. Ne hoş deniz deniz dolaşmak Düşünceler gibi başıboş. Versem kendimi bütün bütün Bir yelkenli olup engine; Kansam bir an güzelliğine Kuşlar gibi serseri ömrün. ORHAN VELİ KANIK AĞACIM Mahallemizde Senden başka ağaç olsaydı Seni bu kadar sevmezdim. Fakat eğer sen Bizimle beraber Kaydırak oynamasını bilseydin Seni daha çok severdim. Güzel ağacım! Sen kuruduğun zaman Biz de inşallah Başka mahalleye taşınmış oluruz. ORHAN VELİ KANIK AH! NEYDİ BENİM GENÇLİĞİM Nerde böyle hüzünlenmek o zaman; İçip içip ağlamak, Uzaklara dalıp şarkı söylemek; Hafta sekiz ben eğlentide; Bugün saz,yarın sinema, Beğenmedin Aile Bahçesi; Onu da beğenmedin,parka; Sevdiğim dillere destan; Sevdiğim, Meyil verdiğim; Ben dizinin dibinde elpençe divan, Samanlık seyran. Nerde, Nerde, Nerde böyle hüzünlenmek o zaman! ORHAN VELİ KANIK ALTINDAĞ Biri bir koca görür rüyasında: Yüz lira maaşlı kibar bir adam. Evlenir, sedire taşınırlar. Mektuplar gelir adreslerine: Şen Yuva Apartmanı, bodrum katı. Kutu gibi bir dairede otururlar. Ne çamaşıra gidilir artık, ne cam silmeye; Bulaşıksa kendi bulaşıkları. Çocukları olur, nur topu gibi; Elden düşme bir araba satın alınır. Kızılay Bahçesi’ne gidilir sabahları; Kumda oynasın diye küçük Yılmaz, Kibar çocukları gibi. ORHAN VELİ KANIK AYRILIŞ Bakakalırım giden geminin ardından; Atamam kendimi denize, dünya güzel; Serde erkeklik var, ağlayamam ORHAN VELİ KANIK BAHARIN İLK SABAHLARI Tüyden hafif olurum böyle sabahlar Karşı damda bir güneş parçası, İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar; Bağıra çağıra düşerim yollara; Döner döner durur başım havalarda. Sanırım ki günler hep güzel gidecek; Her sabah böyle bahar; Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum. Derim ki: 'Sıkıntılar duradursun!' Şairliğimle yetinir, Avunurum. ORHAN VELİ KANIK BEKLİYORUM Bekliyorum Öyle bir havada gel ki, vazgeçmek mümkün olmasın DEDİKODU Kim söylemiş beni Süheyla'ya vurulmuşum diye? Kim görmüş, ama kim, Eleni'yi öptüğümü, Yüksek kaldırımda, güpe gündüz? Melahat'i almışım da sonra Alemdara gitmişim, öyle mi? Onu sonra anlatırım, fakat Kimin bacağını sıkmışım tramvayda? Güya bir de Galataya dadanmışız; Kafaları çekip çekip Orada alıyormuşuz soluğu; Geç bunları, anam babam, geç; Geç bunları bir kalem; Bilirim ben yaptığımı. Ya o, Mualla'yı sandala atıp, Ruhumda hicranını söyletme hikayesi? İSTANBULU DİNLİYORUM İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhaneleriyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir yosma geçiyor kaldırımdan; Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Bir şey düşüyor elinden yere; Bir gül olmalı; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; İstanbul'u dinliyorum. ORHAN VELİ KANIK KİTABE-İ SENG-İ MEZAR Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar Hatta çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda Anmazdı ama Allah'ın adını, Günahkar da sayılmazdı. Yazık oldu Süleyman Efendiye II Mesele falan değildi öyle, To be or not to be kendisi için; Bir akşam uyudu; Uyanmayıverdi. Aldılar, götürdüler. Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü. Duyarlarsa olduğunu alacaklılar Haklarını helal ederler elbet. Alacağına gelince... Alacağı yoktu zaten rahmetlinin. Tüfeğini depoya koydular, Esvabını başkasına verdiler. Artık ne torbasında ekmek kırıntısı, Ne matarasında dudaklarının izi; Öyle bir rüzgar ki, Kendi gitti, İsmi bile kalmadı yadigar. Yalnız şu beyit kaldı, Kahve ocağında, el yaz işiyle: 'Ölüm Allah'ın emri, 'Ayrılık olmasaydı.' ORHAN VELİ KANIK
Bugün 3 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!

Erdal Kılıç
TÜM MİLLETİN HEP HİZMETTEYİM EGER BİŞEY EKLEM İSTEYEN MSN Fatma_264@windowslive.com KAYDETSİN Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol